Kendimi ben doğru bilirdim.
Samimi,açık,seven,saygılı,
Esasa bakan,hedef adamı.
Ve bunun yol olduğunu sanardım.
Hedefim var sanar,hedef anardım.
Çok insan tanıdım görünürde,
Çok insanla aş yedim,su içtim.
Hep insanlar beni suçladı gitti,
Gitti de onlarla ilişki bitti.
Kendimi tam mahkum ediyordum,
“Bu yol yanlış, bitti.” diyordum.
Başarısızım, kötüyüm ve gaddarım,
Bencilim, bir işe yaramam demiştim.
Herkes bana yanlış diyordu;
Kim bilir, belki de onlar haklıydı!
Bir gün düşünüyorken tüm olanları,
Sabaha karşı, sessiz ormanda,
Güneşin ışıkları geldi üstüme.
Başladı her tarafım ısınmaya,
Her yanımdan buhar çıkmaya.
Buharlardan insan şekli oluştu,
Geçti karşıma, başladı konuşmaya.
Fakat, hayret! Beni benden iyi tanıyor.
Üzgün, durgun görünce beni, kükredi:
“Hayır, sen doğru ve haklısın,
Sen yiğitsin, sen sevgilisin.”
Tam yol ayırımına gelmişken,
Bu ses durdurdu aniden.
Dedim “o zaman anlat yeniden.”
Anlattı ,tarif etti bıkmadan,
Ve öyle anlattı ki onun inancı,
Bitirdi, kalmadı içimde sancı.
Yeniden döndüm geldiğim yere,
“Birlikte olalım” dedik bu kere.
Dedim “Bak, beni tanıyor musun?
”Ben herkesin yanlış bulduğu,
Terk edilmiş, yalnız biriyim.”
“Hayır” dedi, “Hayır, onlar yanlış.
Ben sana hep tutarım alkış.
”Ne dedimse vazgeçiremedim onu,
Başladık yazmaya yeni bir konu.
İlke kararı aldık dürüst olmaya,
Samimi olalım ki güller solmaya.
Yanlış gördüğünü hemence söyle,
Ayrı olmayalım, samimi böyle.
Sözleştik, ant içtik bu ilkede,
Yeniden başladık yola gitmeye.
Dua ettik beraber, dedik bitmeye.
Günlerce yürürken birlikte,
Bir kara bulut çöktü üstüme.
Baktım yine her yer karanlık.
Güneşi aradım acaba nerde?
Bulduğumda sanki o güneş değil,
Kızgın, öfkeli bana bakıyor.
Ufalandım kemiklerim sızladı.
Yalvardım “ne olur kıyma bana.
”Merhamet yakışır, merhamet sana.
Ben küçüğüm, sen kocaman güneşsin,
Ne hatam oldu ise söyle bana.
Kusur yapamam asla sana.
Güneş olmaz ise donarım soğuktan,
Işıksız gözüm görmez karanlıktan.
Zaten kör olurum ağlamaktan.
Kör olursam güç alamam yaşamaktan.
Güçsüz ben ne işe yararım?
İşe yaramazsam olmaz kararım.
Kararım olmazsa ona yanarım.
Serap da göremem, yok ki gözlerim,
Yürüyemem, tutmaz dizlerim.
Belki yine saçma sapan sözlerim.
Küçük bir zerre var ise şüphen,
Şimdi yok et, terk et, bitsin bu çile,
Bu konu bir daha gelmesin dile.
Ömer BOZDOĞAN