İmdat, ne olursunuz, imdat!
Yanıyorum, ıstırap içindeyim.
Nasıl bir özlemse, dayanılmaz,
İnanın ne olur, ama inanılmaz.
Yemin ederim ki aşk bu, başka değil.
Çare söyle, çözüm üret, birazcık eğil.
Aşığınım, çaresizce yanarım,
Seni, yalnız seni yaşarım.
Senin için koca dağlar aşarım,
Gel ne olursun, göğsüme yaslan.
Ya da aç içini, bekliyor aslan.
O aslan bilmeden yıllarca seni
Aradı, aradı, buldu seveni.
Ne olur hor görme, ayıplama beni.
Ya o aslanı al yanında götür,
Götür de göğsüne usulca yatır.
İster birlikte baş başa yaşar,
İstersen usulca kafese tıkar,
Hapsedersin o aslanı sonsuza kadar.
Anlatacağım dedim, ama korkarım,
İstersen sana veririm canım
Senin sevginden zerre bile kaybetmek,
Acı verir bilesin azıcık üzmek.
Korkuyorum sevgilim, çok korkuyorum.
Ne olursun, senden af diliyorum.
Ben sana karşı yanlış yapamam,
Eğer üzüleceksen, inan yaşamam.
İster olanları tabi karşıla,
İstersen beni mahkum et.
Sen büyüksün, bunu anlarsın.
Af diliyorum, yalvarıyorum, affet.
Sen tertemizsin, bense değilim.
Bırak beni artık, çekip gideyim.
Gideyim de sonsuzlukta yiteyim.
Adımı anma, beni tanıma,
Bir daha asla koyma yanına.
Ne yapsan da bana, vurgunum sana.
Ben artık dönemem geriye asla!
Ömer BOZDOĞAN

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir