Abdulkadir Duru – İŞADAMI – YAZAR – ŞAİR (1920-1989)
Erzincan- Kemaliye’nin (Eğin) Apçağa köyünde 1920 yılında doğan Duru, Eminağagil lakabıyla anılan ailedendir. Ailenin diğer mensupları farklı illere giderken Sandık Emini olarak görev yapan dedesi Eğin’de yerleşmeyi tercih etmiştir. Çünkü Yavuz Sultan Selim zamanında verilen bir ferman ile et kethüdalığına, IV.Murad döneminde de odun ve kömür kethüdalığına sahip olan Eğin, zamanın ticaret merkezlerinden biri olarak ekonomik kalkınmışlığı ile cazip bir şehir durumundadır. Nitekim oğlu Osman Bey, İstanbul’da sarayın et ihtiyacını karşılayan tüccarlardan biri olmuştur.
Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nın yokluk, acı ve kederinden bu şehir de nasibini almış, ticaret ve zanaat hayatı sönmüş ve göç veren bir şehir haline gelmiştir. Abdulkadir Duru, babasının göç etmemesi ve İstanbul’da eğitim imkanı da sağlayamaması nedeniyle , mevcut mesleklerden birini seçmek mecburiyetinde kalmış ve kunduracılığı seçmiştir. Önceki dönemde Anadolu’nun ayakkabı ihtiyacının önemli bir kısmını karşılayan Eğin’de kunduracılık mesleği değerini korumakla birlikte, sanayileşmenin gerisinde kaldığı için yerel ihtiyaca cevap verir niteliktedir. Eğitimini sürdürememeyi ve yerel bir zanaatkar olmayı daha fazla kabullenemeyerek 16 yaşında tek başına İstanbul’a gitmiş, gündüzleri ünlü bir ayakkabı ustasına ücret almaksızın çırak olmuş, geceleri de hamal postalları vb. para kazanabileceği iş yaparak hayatını kazanmıştır. Ustasının verdiği onay ile kendi işini kurarak kısa zamanda aranılan bir ayakkabı imalatçısı olmuştur. Amcazadesi Ahmet Kutsi Tecer’in milletvekili olduğu dönemde Ankara’ya gelerek eğitimini sürdürmek için imkan aradıysa da, babasından bile maddi destek almayacak kadar özgür bir ruha sahip olan Duru, İstanbul’a ilk geldiği zaman kendi kendine verdiği “kimseden para da dahil hiçbir destek almayacağım” sözünün esiri olarak bu kez İzmir’e giderek mesleğinde ilerlemeye devam etmiştir.
Kültürel ve genetik mirasının dürtüsüyle iş ve meslek hayatında iddialı ürünler ortaya koyarak adını duyurmakla kalmamış, düşünce ve eylemleriyle de çevresindeki insanlara “ne iş yapıyorsan mutlaka en iyisini yap” ilkesini benimsetmeye çalışmıştır. Genç Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte emeklemeye başlayan bir birey olarak, o güne kadarki hayatı boyunca edindiği tecrübeleriyle “muasır medeniyetler düzeyine ulaşmak için asıl engelin Girişimcilik ve Yenilikçiliğe imkan vermeyen zihniyet “olduğunu görmüş ve bunun için “Kültür ve Fikirle Aydınlatma” derneğini kurmuştur. Herhangi bir akademik kariyeri olmaması sebebiyle ve ergin insanlara özgü tevazusuyla, vatandaşlık görevi bilinci içerisinde düşünce ve görüşlerini paylaştığı dernek çalışmaları sırasında, bazı sözlerinin yanlış anlaşıldığını, bunun da fayda yerine zarar vereceğini düşünerek yazmaya başlamıştır. Örgünöz Fikir Sistemi tanımlamasıyla ortaya koyduğu dünya görüşünü, “Fikir kulaktan önce eylemden girer” diyerek kendisi uygulamak üzere, memleketi olan Kemaliye’de kendine ait şifa bağı mevkiinde bir “Teknokent” kurmuştur. Ulaşım zorluğuna ve arazinin elverişsiz olmasına rağmen kunduracılık hayatı boyunca kazandıklarını harcayarak 1975 yılında başlattığı faaliyetine, 1980 yılına kadar devam ederek, çeşitli sanayi dallarında ar-ge çalışmaları ve üretim yapmaya imkan sağlayan atölyelerin bulunduğu, matbaa , ilkokul , lojman ve dinlenme tesisinin de yer aldığı bir yerleşke oluşturmuştur.
Boşa akan suları değerlendirmeye örnek olarak hidroelektrik santralı, atıkların değerlendirilmesi ve çevrenin korunması için örnek bir biyogaz tesisi, verimli arazilerin betonlaşmaması görüşünün örneği bir yerleşke ve ar-ge faaliyetlerinin önemine dair görüşünün örneği bir metal atölyesi kuran Duru, burada sanayinin gelişmesi için yeni ürünler yapmak isteyen genç girişimcilere imkan vermiştir. ”Girişimci yeteneğine sahip olan yenilikçilere ortam sağlamak “ olarak adlandırdığı bu çabalarını sürdürürken, bir yandan da İzmir, Ankara ve İstanbul’da iş hayatına devam etmiştir.
Çeşitli sanayi dallarında, inşaat ve basın- yayın alanında faaliyet gösteren sekiz şirketin kurucu ortağı olarak koordinatörlük görevlerini de yerine getirmiştır. 1980 den itibaren sağlık nedeniyle Ankara’da bulunmuş, 1984’de de Ankara’ya yerleşmiştir.
”Bütün yapmak istediğim insanların zihinsel tabulardan kurtulup kendi yeteneklerini keşfetmesi ve bunu hayata geçirmekte tereddüt etmemesidir. Çünkü Türk insanının tek zaafı kulağından yönetilmesi, tek eksiği de iş – ürün sahibi olmayı bilmemesi, ekonomik oyunlara gelmesidir. ” ifadesiyle yaptıklarını özetleyen Duru, 48 kitap yazmıştır. 1989’da vefatından sonra da çeşitli gazete yazıları vb. derlenerek kitapları yayınlanmıştır.
Kerime URAL BOZDOĞAN 27.06.2011
Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, Ömer Bozdoğan'a aittir. Sitemde yer alan şiirlerin telif hakları şairin kendisine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Hiç bir şekilde kar amacı güdülmemekte ve yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitimsel amaçla sunulmaktadır. Yayın Hakkı Notu
“HE” DEME,DENE…
İnanmadan evvel tespit ile bir dene,
Kendin tecrübe etmeden bu tamam deme,
Hali aşkı bulmadan severim deme,
Hiç bir bağın yok,tespitin dene.
……………………………………..
Abdulkadir Duru
BEN HÜRÜM DERDİM
Ya ben hürüm derdim,
Hürriyet nerde,
Nerde çok konuşmaların hali.
Olmazsa başarmak insanlık nerde.
…………………………
Abdulkadir Duru
HA OLMUŞ HA OLMAMIŞ…
Kişi olup şahsiyeti bulmayan,
İnsanlığın devranını sürmeyen,
Dik boyunla alnı açık gezmeyen,
Şekliyle, ha insan olmuş, ha da olmamış
…………………………
Abdulkadir Duru
NE ATILIR, NE SATILIR
Bir naz bin şüpheden olur,
Bin şüphe kendine güvensizliktir.
Aşağılık duygusu büyük rezilliktir.
Doğru kendine güvenir,
Ne naz eder, ne de edalanır.
……………………………………
Abdulkadir Duru
ÇIKAR ORTAYA
Görürsün kendini görmek istersen,
İnsanlık ne demek bilmek istersen,
Hayvanla kendini kıyas edersen,
İnsanın değeri çıkar ortaya.
………………………………………………..
Abdulkadir Duru
ÖRTÜ
Aldanma gecelere,
Çünkü gündüz örtüsüdür.
Bağlanma gündüzlere,
Geceler örtüsüdür.
……………
…………..
Abdulkadir Duru
O VÜCUT ŞEREFE ULAŞMAZ SENSİZ
Olur mu hem insan, hem de hedefsiz,
Hedefsize densiz diyorlar densiz.
Varsan eğer, insan yapında mevcut,
O vücut şerefe ulaşmaz sensiz….
………………………………………..
Abdulkadir Duru
ALLAH’A SIĞINDIK CEHLİN ELİNDEN
Paylaşmak isteriz neyi acaba?
Bu kadar bizleri üzen şey nedir?
Bu nazik insanlar ne kadar kaba,
Kardeşler arası bozulmak nedir?
Abdulkadir Duru