Gel güneşim gel, yaklaş yanıma,
Sana bir masal anlatayım.
Çünkü sen dünyaya hem yakınsın,
Hem de milyarlarca mesafe uzakta.
Her ne kadar dünyayı tanısan da,
Bu anlatacağım bilmediğin bir masal,
Aslında görünen her şey yasal.
Sen gidince buradan dünya karanlık olur,
Ne olursa, işte o zaman olur.
Olmadığın zamanı, tabi, sen bilemezsin.
Buralarda sensizliğe gece derler.
Gece olunca gelip de görsen halimizi,
Ya bir daha hiç gelmez, ya da gitmezsin.
Gelmesen var ya, buz keser de donarız;
Gitmesen de sıcaktan mahvolur, kavruluruz.
Ama sen öyle bir ayarsın ki,
Hiç durmadan yaparsın bu sonsuz görevini.
Sen gidince insanlar sabah olmayacak sanar,
O kısacık gecenin oyunlarına kanar.
Dönen biziz aslında, güneş yerinde durur.
Güneşten ayrılanın hayat damarı kurur.
Buralardan anlatmak ihtiyacını duydum,
Bu gün de bir daha özün sesine uydum.
Ben bu gün de, daha önceleri de buydum.
İstersen masalı başlayayım anlatmaya,
Sana dönene kadar gideceğim yatmaya.
Masal diyorsam belki de bir hikaye,
İstemem kendime, senin olsun tüm paye.
Elbet paye senin, hep durursun yerinde.
Hayatımız, canımız, bil ki senin elinde.
Sana bu masalı anlatmak istemezdim,
Kapalıydı gözlerim, uyurken bilemezdim.
Madem merak ettin anlatayım masalı,
Lütfen ben gibi sen de olma tasalı.
Gündüz aslan olanlar, gece olunca tavuk,
Tavuklar tilkileşir, yumurtaları kabuk.
Bal yapan arı iken olur eşek arısı,
Sözünün eri iken birden bire yalancı.
“Yapıcıyız ” diyenler, sanki olur talancı.
Bu masal çok sıkıcı, anladın gerisini,
Sürelim bu dünyadan kahraman(!) serisini.
Gerçekleri seçelim, sahteler orda kalsın.
Seni görmeyen buzullarda yaşasın.
İntizar etmiyorum, bilmen için anlattım,
Hayatımda güzelin en güzelini tattım.
Sabah yaklaşıyor, aydınlanır her taraf,
Çok yakında çıkacak bizlere de af.
Bu sabah güneş bizim için doğacak,
En güzel günler mutlak bizim olacak.
Çok şükür, geceler bir daha olmayacak,
O güzelim çiçeğim dalında solmayacak.
Ömer BOZDOĞAN